Holosen'de Dünya Üzerinde Altıncı Kitlesel Yok Oluş

Dünya, çoğunun altıncı kitlesel yok oluş olarak bildiği bir dönemden geçiyor. Bunun sebeplerinin farkında olmak daha fazla türün yok olmasını önlemek için büyük önem taşır.
Holosen'de Dünya Üzerinde Altıncı Kitlesel Yok Oluş
Miguel Mata Gallego

Yazan ve doğrulayan biyolog Miguel Mata Gallego.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Hayvan türlerinin büyük bir kısmı dünyadan siliniyor ve tahminlere göre her 24 saatte bir yaklaşık 150 hayvan türü yok oluyor. Bazıları tarafından Holosen dönemde altıncı kitlesel yok oluş olarak kabul edilen bu durumun çeşitli sebepleri olsa da bunların çoğu insanların eylemlerine dayanıyor.

Holosen’deki bu kitlesel yok oluşa sebep olan ne? Hangi türleri etkiliyor? İnsanlar bunu önleyebilir mi? Bu soruların cevaplarını ve daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam edin.

Altıncı kitlesel yok oluş

Bilimsel verilere göre: Şu anda Dünya tarihinin altıncı kitlesel yok oluşuna şahit oluyoruz. Çeşitliliğin kaybı açısından yaşanan bu felaket ilk değildir, daha önce de birçok kitlesel yok olma yaşanmıştı.

Trilobitler de dahil olmak üzere denizde yaşayan türlerin %95’i Permiyen-Triyas yok oluşu (250 milyon yıl önce) sırasında dünyadan silindi. Bu dönemden sonra, 65 milyon yıl önce Kretase döneminin sonuna gelindiğinde dinazorların da nesli tükenmişti.

Bu yok oluşların her biri yeryüzündeki yaşamı sonsuza dek değiştirmişti. Peki Holosen’de kitlesel bir yok oluştan geçtiğimizi nasıl anlayabiliriz?

ağaçta duran bir koala

Altıncı kitlesel yok oluş

Holosen kitlesel yok oluşu gerçekleştiği dönemin ismini alır, yani 12,000 yıl önce olmuştur. Bunun başlıca sorumlusu ise şüphesiz ki insanlardır. Homo sapien türünün tüm dünyaya yayılmasıyla (40,000 yıl önce) dünyada yaşayan türlerin çoğu soylarının tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.

  • Büyük hayvanları avlamaya devam edersek bu onların neslinin sonunu getirir. İnsanlar yiyecek bulmak için avlanmaya başladığında birçok hayvan türünün popülasyonunda da azalma yaşandı. Bu da sonuç olarak mamut ve yaban öküzü gibi birçok türün yok olmasına sebep oldu.
  • Ayrıca tarım, madencilik, inşaat, ağaç kesme ve bunun gibi dünyanın ekosistemine zarar veren insan kaynaklı eylemler yüzünden birçok tür yok oldu ve yok olmaya da devam ediyor.
  • On dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru atmosfere giden sera gazlarının artışıyla iyice etkisini gösteren iklim değişikliği de bu faktörlerden biri oldu.

Gördüğünüz gibi, yukarıda bahsettiklerimizin hepsi öyle ya da böyle insan kaynaklıdır. Bizim türümüz yüzyıllar içerisinde yayılarak dünyayı ele geçirdiğinde çeşitli doğal ekosistemleri de yerle bir etmiş oldu.

Nesli tükenme tehlikesinde olan binlerce tür

Birçok araştırmaya göre, şu andaki soy tükenme oranı doğal olan ortalama orandan 100-1000 kat daha yüksektir. Bu da türlerin tükenmesindeki müthiş etkimizi gösteriyor.

Bu durum kesinlikle büyük bir endişe sebebi. Örneğin, bir makaleye göre Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN), birçok türün neslinin (her sekiz kuş türünden biri, her dört memeliden biri ve amfibilerden ise üçte bir oranda olmak üzere) şu anda tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildiriyor.

Bu türlerin birçoğu için en büyük tehdit iklim değişikliğidir. Bunun sebebi, küresel ısınmanın sıcaklıkta ve yağmur döngülerinde yarattığı sert değişimlerdir. Hayvanların çoğu bu değişimlere hazırlıklı değildir. Örneğin, kutuplardaki buzulların erimesi sonucunda kutup ayıları doğal yaşam ortamlarını gitgide kaybediyor.

Gördüğünüz gibi, hayvanların karşısındaki en büyük zorluk iklim değişikliği ve doğal ortamların yitirilmesidir. Çeşitliliğin en zengin olduğu yağmur ormanlarının yok olması, orangutanlar dahil olmak üzere binlerce türün kaybedilmesine yol açıyor.

Eski zamanlarda Holosen kitlesel yok oluş

İnsanlar altıncı kitlesel yok oluşla ilgili konuşurken genelde güncel olaylardan bahseder. Örneğin, 17. yüzyılda yok olan dodo ya da 2008’de nesli tükenen Çin nehir yunusu gibi.

Ancak bu kitlesel yok oluşların binlerce yıldır gerçekleştiğini de unutmamak lazım. Eskiden sayısı 45 olan büyük memeli cinslerinden 33’ü, tarih öncesinde Amerika’da yaşanan iklimle ilgili sebeplerden dolayı yeryüzünden silindi.

İnsanlar önleyebilir mi?

Tahminlerin bu derece dramatik olması, umutsuzluğa kapılıp bu boyutta bir yok oluş karşısında yapabileceğimiz hiçbir şeyin olmadığına inanmanıza sebep olabilir. Ancak bu doğru değildir; hatta, türlerin yok oluşunu önlemek için hala vaktimiz var.

İlk önce zor da olsa mevcut sosyoekonomik düzendeki birtakım şeyleri değiştirmeliyiz. Bunu şu şekilde yapabiliriz:

  • Kaynakların kötüye kullanımından kaçınarak doğal ortamın sürdürülebilir bir şekilde yönetimini önceliğimiz haline getirmek. Ekosistemleri tahrip etmeyi bir an önce bırakmalıyız çünkü hepimizin hayatı buna bağlıdır.
  • Sera gazı salınımını kademeli olarak azaltarak (ve en sonunda da toptan kaldırarak) iklim değişikliğiyle mücadele etmek. Dünyadaki türleri küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden koruyabilmenin tek yolu budur.
  • Doğal ortamı korumak için daha önemli adımlar atmak, yani doğayı insan müdahalesi olmadan kendi haline bırakmak.
altıncı kitlesel yok oluş: iklim değişikliği

Sonuç olarak, eğer zor ya da meşakkatli demeden doğru politikaları uygularsak türlerin kitlesel yok oluşunu önlememiz mümkün olabilir. Bu kritik durumu geriye döndürmek için hala yapabileceğimiz bir şeyler var.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.