Kedilerde Kabuklu Yaralar: Belirtileri ve Tedavisi

Kedilerde kabuklu yaralara sebep olan birçok etken vardır, ancak durumun daha da kötüleşmesini engellemek için bütün etkenlerin zamanında tedavi edilmesi gerekmektedir.
Kedilerde Kabuklu Yaralar: Belirtileri ve Tedavisi

Son Güncelleme: 28 Şubat, 2020

Kedinizin hasta olup olmadığından emin olmak, diğer türlere göre çok daha karmaşıktır. Bunun sebebi, kedilerin duygularını çok iyi gizlemesi ve gerçekten çok rahatsız olmadıkları sürece hiç şikayet etmemeleridir. Kedilerdeki kabuklu yaralar, kedinizi sürekli olarak incelemediğinizde kolaylıkla göz ardı edilebilecek durumlardan sadece bir tanesidir.

Deride ortaya çıkan yaralar ilk olarak tüylerden dolayı, özellikle uzun tüylü kedilerde, fark edilemeyebilir. Sadece dokunduğunuzda bir şeylerin yanlış olduğu hissine kapılabilir ve ona göre harekete geçebilirsiniz.

Kedilerde kabuklu yaralar birçok farklı nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Bu tür hastalıkların en yaygın nedenleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Diğer hayvanlarla kavga etmek
  • Bakteriyel enfeksiyon
  • Maytlar
  • Mantar
  • Anormal derecede kaşındıran birtakım alerjiler
  • Pire ısırığı

Kedilerde kabuklu yaralar: belirtileri

Kabuklu yaralar diğer etkenlerin bir sonucudur. En yaygını, rahatsız bir durumu gidermeye çalışırken kedinin kendi cildine daha fazla zarar vermesine neden olan durumlardır. Bu duruma sebep olan örnekler aşağıdaki gibidir:

  • Kaşıntıdan dolayı aşırı yalama. Bildiğimiz üzere, kedilerin sert bir dili vardır. Bu sebeple, kediler ulaşabildikleri yerlerde çok fazla kaşıntı duyduklarında hemen yalayacaklardır. Aşırı derecede kendilerini yalamaları, o bölgedeki tüylerin dökülmesine ve cildine zarar vermesine neden olur.
  • Isırma. Sadece kendi ısırıkları değil, diğer hayvanlardan gelen ısırıkları da sayabiliriz. Eğer bir kedi ısırılmışsa ya da o bölge çok fazla kaşınıyorsa, hayvan çaresizlikten ve sinir edici bu acıya bir son verme umuduyla kendisini ısırabilir.
hasta kedi
  • Gerginlik. Bir kaşıntımız olduğunda sıklıkla yaptığımız gibi, kediler de gideremedikleri bir kaşıntıları olduğu zaman gergin ve huysuz olurlar. Buna ek olarak, huzursuz ve sinirli olmaları da açıkça karakterlerine yansımaktadır.
  • Geçici iştah kaybı. Kedilerdeki kabuklu yaralar, genelde hayvanın mamaya karşı duyduğu iştahın azalmasına neden olabilir. Hatta, iştahlarını tamamen kaybedebilirler!
  • İshal ya da kusma. Yaralardan dolayı çok rahatsız oldukları durumlarda, kusma ve ishal de görülebilir.
  • Burundaki yaralardan dolayı nefes almada zorluk. Kedilerdeki kabukların en endişe verici nedenlerinden bir tanesi de kanserdir. Eğer kedinizin burnunda tümör varsa, burnunda yaralar oluşacaktır.

Kafadaki ve boyundaki yaralar

Kedilerin kafa ve boyun bölgelerinde görülen yaralar oldukça yaygındır. Ancak çoğu insan diğer kedilerle sert oynadıkları için yaralandıklarını düşünür. Ancak bu genelde doğru değildir. Genelde bu durumun en yaygın sebebi bir çeşit alerjidir, en yaygın olanı pire alerjisi, gıda alerjisi veya çevrede soludukları bir şeyin sebep olduğu alerjidir.

Tedavi

Kedilerde kabuklu yaralara birçok farklı durum neden olduğu için tedavileri de çok çeşitli olacaktır. Sorunu ortadan kaldırmak için birçoğunu uygulamak gerekebilir. Tabii ki, ilk adım kapsamlı bir kontrol için kedinizi veterinere götürmek ve yaraların ortaya çıkma nedenini saptamaktır.

veterinerdeki kedi

Sorunun nedeni belirlendikten sonra, tedaviye olabildiğince hızlı bir şekilde başlamak gerekir. Örneğin, eğer yaraların sebebi pirelerse, anti parazit ilaçlarla sorun çözülecektir. Eğer sebebi enfeksiyonsa, bununla ilgili bir ilaç tedavisi uygulanacaktır. Tümör durumlarındaysa, tümörün alınması ya da kazınması gibi diğer önlemler alınacaktır.

Her durumda, genellikle kediler ve diğer çekingen hayvanların davranışlarına dikkat etmek gerekir. Her şeyin yolunda olduğunu kontrol etmek amacıyla vücutlarının farklı bölgelerini ara ara kontrol etmenizi öneririz. Bu şekilde hem sevgili hayvanınız hem de siz daha hoş ve kalıcı bir birlikteliğin tadını çıkartabilirsiniz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.