Mikotoksinler ve Hayvansal Üretim

Hiçbir yem tamamen zararsız değildir. Bundan dolayı, yemlerin üzerinde büyüyen maddeler bazen bu yemleri tüketen hayvanlar için zarar verici olabilir.
Mikotoksinler ve Hayvansal Üretim
Érica Terrón González

Yazan ve doğrulayan Veteriner Érica Terrón González.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Çoğu mantar mikotoksinler olarak bilinen toksik ikincil metabolitler üretme yeteneğine sahiptir. Bu maddeler yiyeceklerin üzerinde büyüyebilir ve sağlık bakımından ciddi bir risk oluştururlar. En tehlikeli olanları hayvanların ve insanların hayatlarını tehlikeye dahi atabilir.

Mikotoksinler ve hayvansal üretimden bahsetmişken, bunların arasında üreme üzerinde olumsuz etkileri olan bir tanesi var mı? Burada, halk ve hayvan sağlığı için en alakalı olan mikotoksinlerden bazılarını ve bunların çiftlik hayvanlarının üreme başarıları üzerindeki etkilerini görebilirsiniz.

Hayvanlarda Mikotoksikoz Nasıl Gerçekleşir?

Öncelikle mikotoksikoz terimini tanımlayalım. Bu, mikotoksinler ile kontamine olmuş yiyeceklerin solunması ya da yutulması yolu ile zehirlenme durumunu ifade eder. Hayvanlar aleminde, bu tür bir zehirlenme iki farklı şekilde meydana gelebilir:

  • Mantar ile kontamine olmuş sebzeleri tüketen otçullarda doğrudan bir şekilde.
  • Daha önceden zehirlenmiş bir hayvanın etini tüketen etçillerde dolaylı bir şekilde.

Mantarlar tarafından salgılanan mikotoksinler kötü koşullarda saklanan her tür gıda ve yemi kolonize eder. En sık mikotoksin ürettiği bildirilen üç mantar cinsi ise şunlardır:

Bir mantarın mikotoksin üretme becerisi nem, sıcaklık, substrat/gıda ve oksijen gibi pek çok faktöre bağlıdır. Bundan dolayı, mikotoksisoz başlangıcı coğrafi koşullar ve iklim koşullarına bağlı olarak değişebilir. 

Mikotoksinler içeren bir fotoğraf.

Mikotoksinler ve Hayvansal Üretim

Hayvansal üretimde çoğu probleme neden olan mikotoksinler genellikle şunlardır:

  • Aflatoksinler: Farklı Aspergillus flavus ve parasiticus türleri tarafından üretilirler.
  • Okratoksin A: Farklı Aspergillus ve Penicillium türleri tarafından üretilir.
  • Trikomlar, zearalenon ve fumonisinler: Fusarium cinsi mantarlar tarafından üretilir.

Bu metabolitlerin toksisitesi her tür organı etkileyebilir; bunların arasında kanserojen, teratojenik ya da mutajenik etkilerin gelişmesinden karaciğer, böbrekler ve sindirim sistemindeki değişikliklere ve hatta hormonal ya da immünsüpresif bozukların gelişmesine kadar giden durumlar vardır.

Mikotoksinler Yüzünden Gerçekleşen Etkiler Bir Çiftliğin Üreme Başarısını Tehlikeye Atabilir Mi?

Bu soruya bir domuz üretme çiftliğinin örneğini kullanıp farklı mikotoksinlerin onlar üzerindeki etkilerini analiz ederek verebiliriz. Aşağıda, üzerinde çalışılan mikotoksin türüne bağlı olmak üzere konuyu genişletiyor olacağız.

Zearalenon

Bu, hiperöstrojenik bir toksindir. Diğer bir deyişle, östrojen metabolizmasını harekete geçirir, bu da kadın üreme sisteminin normal işleyişini değiştirir. Bu bileşiğin beslenme ile birlikte sürekli alınması vulvovajinit, mamit, regl döngüsü bozuklukları, yalancı gebelikler, düşükler ve kısırlık gibi semptomlara yol açar.

Bundan dolayı, çiftlikteki normal üreme süreci büyük ölçüde etkilenecektir ve bu da ciddi bir ekonomik kayba neden olacaktır. Bununla birlikte, etkilerinin geçici olduğu ve bir beslenme düzeni değişikliği sonrasında ortadan kalktığı da doğrudur.

Aflatoksinler

Domuzlarda, bu mikotoksinler bağışıklık sistemini düşürür ve kanserojen ve mutajenik etkilere sahiptir. Buna ek olarak hepatotoksiktirler (karaciğer için kötüdürler) ve anemi, nefroza, sistemik kanama ve ölüm gibi durumlara neden olur. Bundan dolayı, büyük olasılıkla en problemli ve tehlikeli mikotoksinler bunlardır.

Üreme düzeyinde ise bebeklerin düşmesine ve gallactia denen duruma, yani emzirme döneminde süt eksikliğine neden olabilirler. Dahası, yeni doğmuş domuz yavrularına aktarılabilirler ve onların bağışıklık tepkilerini etkileyebilirler.

Hayvanların Mikotoksinler Tarafından Kontamine Edilmesini Kontrol Etmek İçin Bir Yöntem Var Mıdır?

An itibariyle, mikotoksinler ile kontamine olmuş gıda ve yemlerin tamamen imha edilmesi mümkün değildir. Ancak, bunların seviyelerini düşürmenin ve uzun süre maruz kalma durumundan kaçınmanın birkaç yolu vardır.

Yemlerdeki mikotoksin seviyelerini düşürmenin en etkili yöntemlerinden biri iyi bilinen “İyi Tarım Uygulamaları” uygulamaktır. Bu nedenle ekim, hasat ve nakliye sırasında en yüksek hijyen seviyeleri sağlanmalıdır.

Bu pratikler tarım-gıda zincirinin hayvan yemini ilk halka olarak alan entegre bir bütün olarak görülmesinde temel hale gelmiştir.

Bundan sonra, hayvan yemi endüstrisinde hammaddelerin yem haline dönüştürülmesi sırasında da İyi Hijyen Uygulamalarının gerçekleştirilmesi önemlidir. Bu, nihai üründeki mikotoksin seviyelerini en aza indirir.

Örneğin, çapraz bulaşma tehlikesinin arttığı nokta budur. Bundan dolayı, insan tüketimine yönelik olanlar da içlerinde olmak üzere diğer bazı yiyecekler de enfekte olabilir.

5 adet domuz yavrusu

Üreme Başarısı Açısından Bir Sorun

Herhangi bir hayvancılık sistemi kendisini zaman içerisinde destekleyebilmek açısından belirli bir üreme başarısına bağlıdır. Bu özellikle yeni nesil hayvanların elde edilmesi ya da doğumdan sonra dişilerin sütlerinden yararlanması üzerine adanmış hayvancılık söz konusu olduğunda geçerli bir durumdur. Bundan dolayı, başarılı üreme için optimal olan bir fizyolojik duruma ulaşılabilmesi çok önemlidir.

Gıdaların üreme için zararlı olan bazı maddeleri yayabiliyor olması bir sorundur. Bunun nedeni, genellikle miktarların semptomları tedavi gerektirecek kadar bariz hale getirmek için fazla küçük olmasıdır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.