Hayvan Hakları İçin Savaşan Bazı Müthiş Kadınlar

Hayvan hakları için savaşan bazı ilham verici kadınları onurlandırmak için her zaman doğru zamandır. Bu tür açık sözlü hayvan hakları aktivistlerini, araştırmacıları ve vahşi hayatı koruma uzmanlarını selamlayın.
Hayvan Hakları İçin Savaşan Bazı Müthiş Kadınlar
Francisco María García

Yazan ve doğrulayan Aavukat Francisco María García.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Tarih boyunca hayvan hakları için savaşan kadınlar olmuştur. Bilim insanları, yazarlar, araştırmacılar ve aktivistler gibi hayatın her kesiminden kadınlar.

Bu olağanüstü kadınlar, hayvan hakları yasaları ile ilgili olarak değişimi teşvik etmeyi ve ilerlemeler yaratmayı kendilerine iş edinmişlerdir.

Hayvan hakları için savaşan kadınlardan bazıları

Jane Goodall, primatolog

Şempanzelerle yapılan araştırmalar üzerindeki otoritesi ve 45 yılı aşkın bir süredir Tanzanya’da insanlar ve şempanzeler arasındaki etkileşimi inceliyor olması, Jane’i ünlü yaptı.

Çalışmalarını orada geliştirdi ve şempanzeleri ve yaşam alanlarını 1977’den beri koruyan bir merkez olan Jane Goodall Enstitüsünü kurdu. O hala en tanınmış hayvan hakları aktivistlerinden biri. Aslında, her nesilden binlerce insan için iyi bir referans olmaya devam ediyor.

Ruth Harrison, yazar

Ruth, yoğun çiftlik hayvanı üretim sistemlerinde hayvan zulmüne karşı çıkan ilk insanlardan biri olma cesaretine sahipti. Harrison, 60’lı yıllar boyunca “Hayvan Makineleri” kitabında gıda endüstrisinin hayvanlara muamele etme süreçlerini sorguladı.

Ruth Harrison’ın çalışmasından “Refahçılık” hareketi doğdu. Logosunda “Sesi olmayanlar adına konuşun” yazıyor.

Marian Dawkins, araştırmacı

gezinen tavuklar

Dawkins, hayvanların neşe, korku, acı ve benzeri farklı hisleri deneyimleyebilen bilinçli varlıklar olduğuna inanıyor. Hatta düşünme, analiz etme ve sonuca varma yetenekleri bile var. Hayvanların bilinçli olduklarını göstermenin kolay olduğunu belirtiyor.

Dawkins’in yaptığı çalışmalardan biri, yoğun hayvancılık üretim sistemlerinde kötü muamele gören tavukların davranışlarıyla ilgiliydi. Bu araştırmalar neticesinde insanlar artık kapalı ortamlarda tutulan tavuklarda yeterince alanları olmadığından stresin oldukça yüksek olduğunu biliyorlar.

Hayvan hakları için savaşan kadınlar: Lizzy Lind af Hageby, aktivist

İsveç doğumlu aktivist Lizzy Lind af Hageby, 1902’de Londra Tıp Fakültesine girdi. Orada sınıflarda kullanılan canlı hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin zulmünü gündeme getirdi.

Daha sonra “Bilim Karmaşaları” (The Shambles of Science) adıyla yayınlanan günlüğü, şahsen şahit olduğu her türlü zulmü ve acımasız deneyi kınamaktadır. Bu günlük birçok protestonun düzenlenmesine önayak oldu ve hatta bu tür hayvan çalışmalarına katılan profesörlerden birini yargı önüne getirdi.

1906 yılında Hageby, Hayvan Savunma ve Canlı Deneklik Karşıtı Derneğini (Animal Defence and Anti-Vivisection Society) kurdu. Daha sonra İngiltere’deki Ferne Hayvan Barınağını devraldı.

Jo-Anne McArthur ve Keri Cronin

Araştırmacı Cronin ve gazeteci McArthur, birlikte Unbound Projesini kurdular. Bu proje, dünyadaki birçok kadın aktivistin genel olarak hayvan hakları ve sosyal haklarla ilgili başarılarını toplamak ve yaymak açısından harikaydı.

Hayvan hakları konusunda hala yapılacak çok şey var

Halen, hayvan hakları için mücadele verilmesi gereken birçok alan var. Boğa güreşleri, tilki avları, hayvan yetiştiriciliği uygulamaları, laboratuvar hayvanları, sirkler ve hayvanat bahçeleri ve hatta evcil hayvan olarak bakılan hayvanların uygun bakımı gibi alanlar bunlar.

Hayvan hakları, artık pek çok ülkenin yasa ve yönetmeliklerinin bir parçasıdır ve hayvanlara doğru muamele şekli konusunda giderek daha spesifik hale gelmektedir.

gün batımında birbirine sokulmuş üç kutup ayısı

Hayvan Refahı Evrensel Bildirgesi

Hayvan Refahı Evrensel Bildirgesi, 1948’de yazılmış olmasına rağmen, 1977’de ilan edildi. Temelde var olma hakkına, özgürlük ve iyi muamele görme hakkına ve mümkün olduğunca en acısız şekilde ölme hakkına değinen 14 madde içeriyor. Bu maddelerden bazıları şunlar:

  • İnsanlar dahil tüm hayvanların bilinçli varlıklar olduğu kabul edilmelidir.
  • Tüm varlıklar dünyanın bir parçasıdır ve hepimizin hakları vardır. Bu yüzden insanları eğitmeli ve tüm yaşamın değerli olduğu ve tüm yaşama saygı duyulması gerektiği gerçeğini anlamalıyız. Bizden daha zayıf ve savunmasız olanları da önemsemeli ve korumalıyız. Özellikle de kendi nefsi müdafaaları için konuşamıyor veya harekete geçemiyorlarsa.
  • Hayvanların hakları vardır ve istismar, ihmal, terk edilme ve diğer zalimane uygulamalar sona ermelidir.

Dünya çapındaki pek çok örgütün hedeflerine bakıldığında, bu yüzyılda en yüksek öncelik hayvan haklarının korunmasıdır.

Dünyanın dört bir yanındaki herkesin bu hakların geliştirilmesine dahil olacak kadar umursaması harika olurdu. Hayvanlara zorbalık göstermeyerek ve başkası yaparsa sessiz kalmayarak siz de bulunduğunuz yerde üzerinize düşeni yapabilirsiniz.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.